Yazı Detayı
18 Mayıs 2022 - Çarşamba 10:47 Bu yazı 723 kez okundu
 
APTALLIĞIN TEORİSİ
ASAF TEKE
 
 
    Almanya tarihinin en karanlık döneminden geçiyordu. Masum insanların dükkanları taşlanıyor, kadınlar ve çocuklar zalimce sokak ortasında aşağılanıyordu. 
    Genç bir teolog olan Dietrich Bonhoeffer bu zalimliğe yüksek sesle itiraz etti ve bu sebeple hapse atıldı.  Hapisteyken papaz bu konu üzerine uzun uzun düşündü. Sayısız filozof, şair, fikir adamı ve bilim adamı çıkaran bu kültür nasıl organize kötülüğün, zalimliğin, korkaklığın, cehaletin ve suçun merkezi haline gelmişti? Bonhoeffer "sorunun kökeninde kötülük değil aptallık yatıyor" dedi.
      Hapisteyken yazdığı mektuplarda aptallığın yarattığı kötülüğün diğer tüm kötülüklerden daha tehlikeli olduğunu fark etti. Kötülüğü protesto edebilirdiniz, karşı argümanlarla kötülükle mücadele etmeniz mümkündü.  
      Oysa organize olmuş ahmaklar sürüsüne karşı yapabileceğiniz hiç bir şey yoktu. Ne protestolar, ne zorlama onlara etki etmiyordu. Mantıklı gerekçeler sunduğunuzda önce reddederler, reddedemeyecek hale geldiklerinde ise önemsizleştirirler.
      Aptal insanlar hallerinden memnundur, fakat saldırıya da hazır haldedirler. Saldırıya geçtiklerinde kötü insanlardan çok daha tehlikelidirler.
      Bonhoeffer aptallıkla mücadele edebilmek için önce onun doğasını anlamaya çalıştı: Aptallık bir zeka problemi değildi, ahlaki bir problemdi.
      Entellektüel birikimi olduğu halde aptal olan insanlar vardı. İlk etapta aptallık doğuştan gelen bir maraz olduğu düşünülür fakat bu da yanlıştı. İnsanlar belli şartlar altında aptallaşıyorlardı, daha doğrusu başkalarının kendilerini aptallaştırmasına müsaade ediyorlardı.
       Aslında yalnız insanlarda bu maraz daha az görülüyordu. Buradan yola çıkarak aptallığın psikolojik değil sosyolojik bir problem olduğu sonucuna vardı.
      Güçlerin birisinde toplanması arzusu politik ve dini hareketlerde çok rastlanırdı. Aptallık hastalığının bulaştığı yerler böylesi gruplardı. Ahmaklar ve diktatörler arasında muazzam bir korelasyon vardı, ikisi de birbirine ihtiyaç duyuyordu.  İnsanların ahlaki ve entellektüel birikimleri bir anda yok olmuyordu. Diktatör gücünü arttırdıkça aptallar o gücün büyüsüne kapılıyor ve bağımsız düşünme yetisini ele geçiriyordu. Otonom biçimde hareket ediyorlardı. Gözüne sokulan gerçekleri inatçı biçimde reddediyorlardı.
Onlarla konuştuğunuzda bir insanla değil, sloganlarla konuşan bir robotla konuştuğunuz hissiyatına kapılıyordunuz. 
      Büyülenmiş gibiydiler, kötülük yaptıklarının farkında değillerdi... Ne yaptıklarının farkında bile değillerdi, kullanıldıklarını ve kötülük yaptıklarını onlara anlatarak bir yere varamıyordunuz. Onları bu uykudan çıkarmanın tek yolu bağımsız-özgür olmalarını sağlamaktı.
     9 Nisan 1945 günü sabaha karşı Bonhoeffer'i bir toplama kampının darağacına asarak öldürdüler. Ölümünden iki hafta sonra o kamp ABD askerleri tarafından ele geçirilerek lağvedildi. "Yaptığımız her şeyden sorumluyuz" diyordu yazılarında.
 
Bu yazıyı şu cümlelerle tamamlayabiliriz;
Aptallık büyük günah olmasaydı, Kitap’ta, “Firavun kavmini aptallaştırdı” denir miydi?
 
Etiketler: APTALLIĞIN, , TEORİSİ,
Yorumlar
Bizim Gazete
Yazarlar
Alıntı Yazarlar
Sayfalar
Süper Lig
Takımlar
P
Av
M
B
G
O
1
Galatasaray
35
35
0
2
11
13
2
Fenerbahçe
32
36
1
2
10
13
3
Samsunspor
29
29
3
2
9
14
4
Eyüpspor
23
21
3
5
6
14
5
Beşiktaş
22
22
3
4
6
13
6
Göztepe
21
24
4
3
6
13
7
Başakşehir
19
21
4
4
5
13
8
Rizespor
19
15
6
1
6
13
9
Sivasspor
18
18
6
3
5
14
10
Konyaspor
18
16
6
3
5
14
11
Antalyaspor
17
17
6
2
5
13
12
Gaziantep FK
15
19
6
3
4
13
13
Trabzonspor
15
18
4
6
3
13
14
Kasımpasa
15
16
4
6
3
13
15
Alanyaspor
14
12
5
5
3
13
16
Kayserispor
12
13
5
6
2
13
17
Bodrumspor
11
10
9
2
3
14
18
Hatayspor
8
12
7
5
1
13
19
A.Demirspor
2
9
11
2
0
13
Nöbetçi Eczane


Nöbetçi eczanlerle ilgili detaylı bilgi için lütfen tıklayın.

Arşiv
Haber Yazılımı