Melekler görmüştü, Galu Belâda Allahın kudretini. Her şey tüm tecelliyatı ile apaçık gözleri önlerin de cereyan etmekteydi. Elbette melekler çok daha kolay ve kusursuz inanıp, mükemmel biat edecektiler Rablerine. Ya İnsanoğlu! Tecelliyatı az ya da çok görmüş, gördükleri de kendine unutturulmuştu. İnsan, imtihan alanı olan Dünyaya gönderilmiş, ahir hayatı gayp olmuş, yaratıldığı yer ile bağlantısı kesilmiştir.
O “Galu Bela”denilen yerde Allah tüm insanlardan rableri olduğuna dair söz almış insanlara demiştirki; -Burada bana inandığınız, Rabbiniz olduğumu kabul ettiğiniz gibi Dünya imtihanınızda da sözünüz de durur musunuz? “Ben sizin Rabbiniz miyim? Deyince hep bir ağızdan; “Elbette sen bizim Rabbimizsin” dediler ve dünyalarına bırakıldılar. Allah onlara elçiler ve o elçilerle Allahın sözlerinden ibaret olan Kutsal kitapları gönderilecekti. Bu Kutsallardaki aydınlatıcı sözlerle insan, dosdoğru yolunu bulup Allaha verdiği sözünü tutacaktı. Kitaplar ona pusula, ona dünyayı kullanma klavuzu olarak sunulacaktı. Kimi okudu anladı iman etti, kimi duvara astı içeriğine mevzularına hakikatlerine dahi bakmadı kimi söz verdiği gibi itaat etti sözünde durdu kimi de dünya hayatına meyletti yüz çevirdi itaat etmedi. İnsanın Melekten Cin den ve Şeytandan üstünlüğü, görmediği Allaha inandığından ve nefsine karşı mücadelesiyle büyüktür. Ve bazı insanlar bu imtihanı kazanıyor salih müminlerden oluyor. Allah da bu dünyadan, doğru dürüst ahlaklı ihlaslı akıl ve düşünce sahibi güzel yürekli dostlarıyla sonsuz ve muhteşem alemde bir arada olmak için ihsan ve lütuf da bulunuyor, onları yanına cennetine almak istiyor.
Allah seçilip ahir hayatta yanında cennetinde bulundurmak istediği kullarından eylesin. MVO
|