Allahın kulları üzerindeki hakları bellidir. Zerreden kürreye kadar. Bu haklarından vazgeçip Günahkar insanı bağışlaması onun yüceliğinden büyüklüğündendir. Bir de kulun kula olan kulluk hakları vardır. Bu kul haklarının bin bir çeşidi vardır. Kavga etmissindir, hakaret küfür etmissindir, borcunu ödememiş, ezmiş salağa yatırmışsındır. Canını sıkacak söz söylemişsindir, para almış ödememişsindir, trafikte kırmızıda geçmiş hayatını rizke atmışsındır vs vs. Evladın annesinden ayrı düşürüldüğü, insanların nefsi nefsi yani “kendim” “kendim” dediği o dehşetli kıyamet günün de sen de hakkı olan, alacağı olan insanlar, cehenneme gitme telaşı ve korkusu içerisinde olan o insanlar, sana bedavaya hakkını helal edeceğini mi sanırsın. Bi şekilde kıyak geçilir yırtarım mı sanırsın! Senin tüm hayır ve sevaplarını hatta imanını istemeyece ğinden emin misin? Köşeye sıkışmış, yangın yerine dönmüş, mahşerin korkusundan sana merhametli davranacağından emin misin?
Akıllı ol insanoğlu! kul hakkı yeme, yediysen de o kul borcunu bu dünya da öde. Zerre aklın varsa ahir hayatını başkasının ellerine lütfuna bırakma! Dağlar kadar büyük sandığın sevapların çakıl taşı değerinde değildir de sonra ödeyemezsin. Bakmışsın onun günahlarınıda sen yüklenmişsindir. Bilinmezler diyarı ne getirir neyi götürür, insanı, hangi mechule bırakır bilemezsin. MVO.
|