|
|||
HAYATA DAİR UMUTLAR | |||
M.V.Ö | |||
Bir merhum arkadaşım demişti, ona da babası: “Hep umut etmiştim hayata dair…”
Yıllardır düşünürüm bu sözü. Aslında bu söz hayata dair her şey demekti.
Ben umutlarımı gerçeğe dönüştürdüm diyenin bile, ömrünün sonunda uzun ve kendi ismi yazılı mezar taşından başka nesi oldu? En zengin en büyük krallıkların menkul ve gayrimenkullerine, en büyük gökdelenlerine sahip insanın mezarı başında isimsiz kara bir taş dikiliydi. Neleri yedi, neleri içti? Villalarda yaşadı, onlarca hizmet edeni oldu, uçaklarıyla uçsuz bucaksız uçtu, en güzel yerlerde yaşadı; yokluk bilmedi, açlık nedir bilmedi. Öksürse doktorları başındaydı. Bankacılar ayağına geliyor bir telefonla üst düzey insanlar huzuruna çıkıyordu. Ya şimdi? Ömrü hayatınca kullandığı, tasarrufunda olan o naciz bedeni, elleri, ayakları, o esmer yüzü, tüy dokundurmadığı gözleri toprakla doluyor, tüm organları birer birer çürüyordu. Ne para ne pul ne valizler dolusu mücevheratını, ipekten dokuma giysilerini götürebilmişti. Dünyada kazandıkları yine dünyasında kalmıştı. Ne götürdü, elinde ne kaldı? Kimleri memnun etti, kimin duasını, kimin bedduasını aldı? Bir kendi bir de Allah bilir. Baki kalan bir tek Allah.
BEKLENTİLERİ KALDIRMAK
Hayatın sana verdiğine razı isen tamamdır. Eğer ki çok şey istemezsen, çok şeye de üzülmezsin. Hele ki insanlardan beklentilerini kaldırmışsan en bahtiyar en mutlusun. En zor günlerinde destek zamanlarında beklediğin insan mırın kırınsa, aradığında ihtiyaç htiğinde, cevap vermediği gibi bir zahmet dönüş yapmıyorsa, tercihlerinde sen değil, başkaları öncelikli ise, acı günlerinde moral zamanlarında yanında olmayıp, bir başka alemde lay lay lom keyf halinde ise bile, eğer beklentilerini kaldırmışsan bil ki üzülmeyeceksin. Bir kedinin, bir köpeğin, keçinin, koyunun sana sadakati, seni daha fazla mutlu edecektir. İnsanlardan beklentisiz olmak mutluluğun kapısını açacaktır. Evet insanlardan çok şey beklemezsen çok şeye üzülmeyeceksin.
KİMSEYİ DEĞİŞTİRMEK İSTEME
Allah herkesi olduğu gibi yaratmıştır. İnsan da kendini beğenerek kendi huy ve karakteriyle kendini kabullenmiştir. İnsan vardır sadık, sıddık, dost, güvenilir, omuzuna baş koyabileceğin, Hz Ebu Bekir gibi; İnsan vardır, serttir kati ve kesindir; ama kalp sahibidir, doğrucudur, hükümde adalet sahibi ve adildir. Gönlü ipektir yumuşaktır, Hz Ömer gibi. Adam vardır, yumuşak huylu latif, kibardır, naziktir, naiftir, Hz Osman gibi; Adam vardır, sadıktır, hakkaniyetlidir, davasında sert yüreği mert, kılıcıyla keskindir, Hz Ali gibi. Hepsi ayrı ayrı değişik yaradılış huy ve karaktere sahip insanlar. Doğadaki her bir kar tanesi nasıl birbirine benzemiyorsa, insanlar da birbirinin aynısı olarak yaratılmamıştır. Bırak kendine benzetme kimseyi; Dostlarını, çevreni, eşini, çocuklarını dahi. Kavimler, ülkeler bile farklı farklı yaratılmıştır, huylarınca ve tenlerince. Kimi sarı, kimi beyaz, kimi kızıl, kimi siyahi renkli. Renklilik farklılık, ilahi yaradanın arzusudur. O bile istememiş tek çeşidi tek düzeliği. Kimseyi kendine benzetme! Sen sen ol, kendin gibi. O da kendisi gibi olsun, olmasın sen gibi. MVO
|
|||
Etiketler: HAYATA, DAİR, , UMUTLAR, |
|