M.V.Ö ÇOCUKLUK OYUNLARIMIZLA MUTLUYDUK

MHP Gazetecilerle Buluştu

Serik’te Engelliler haftası kutlandı

10. İşitme Engelliler Avrupa Şampiyonası Antalya’da başlıyor

Yoldan çıkan Tır’ın sürücüsü yaralandı

Akçaalan İlkokulu Öğrencilerinden Büyük Başarı!

Yazı Detayı

01 Nisan 2022 - Cuma 11:13

Bu yazı 376 kez okundu

ÇOCUKLUK OYUNLARIMIZLA MUTLUYDUK

M.V.Ö

Çocukluk oyunlarımız vardı. Öyle bir nesiliz ki hayatını, oyunlarını, telefonla değil de canlı heyecanlı birbirleriyle sosyalleşerek oynayan son nesiliz biz. Bir daha da bu son nesil ve oyunları, oynanmayacak bilinmeyecek gibi.

Analarımızın, ana görevlerinden biri de banyo yaptırmaktı. Saplı kabak tası ya da bakır tasla, leğende yıkamaktı. Yıkarken annelerin üzerine su sıçrasın o tas kafalarımıza inerdi.

Tozda toprakta oynadığımızda kulak ardı kirli kara olunca” Turp eksen biter” der ıslak sıcak sulu havluyu bastırır nerdeyse kazırlardı. Feryat figan bağırırdık. Sonra havluya sarılıp, kütür kütür yanan soba başında ısınır gevşerdik. Islak ellerimizı kızarmış soba üstüne silkeler cos cos edişini dinlerdik. Banyo yapınca hadi sıkıysa top oynamaya git, kapının ardında süpürge ve o meşhur topuzlu sapı hazırdı.

Cuma günü son dersten sonra okulun haftasonu tatili başlar, İstiklal marşı okunur, okuldan paydos verilir, koşa koşa eve gidilir önlük yaka yolda çıkarılır, çanta evin kapısından içeri fırlatılır, hemen sokağa fırlanır, oyun alanına kedi gören tavuğun cibisine yetiştiği gibi yetişirdik. Kazanan takım, bisküvili lokum, kırmızı helva ya da uludağ marka gazozu köpürtür içerdik.

Oyunun tadından akşam, terlik ya da süpürge sapı yemek akla bile getirilmezdi. Oyun en önemli şeydi. O kadar ki oyuna ara, mola vermek yoktu. Ferrariye yakıt ikmali gibi evin mutfağına ayakkabıyla dalınır, ekmeğin dibiyle tenceredeki yemeğin suyuna batırılır tabi yakalanmamak şart hem yenir hem top oynamaya devam edilirdi. Bazen de ekmek arasına şeker konur bir de yufka ekmek varsa, heleki daha yenice sulanmışsa; içine incir pestili konurdu. Ekmek yere düştümü üç kere öper baş üzerine konur, düşen ve kirlenen bölümü temizlenir saygıyla yenirdi. Eğer çok kirliyse, tövbe tövbe denir kedi köpek vesayre kuşlara yemesi niyetiyle bir kenar kuytuya bırakırdık.

Oyun kutsaldı bırakılamazdı. Bırakılması teklif dahi edilemezdi. Tuvalete bile gidilmez münasip kuytu köşeye ziyaret-i hacet yapılırdı!

Gazoz döğüştürür kapağıyla rakibin gazoz kapağını açtırıp kazanan gazozu içerdi. Zafer narası olarak gazozun geğirtisi gıcıkça keyfiydi. Taksi tekeri sürer sanki taksiye biniyormuşuz gibi hayalde gezerdik. Traktör tekeri varsa çamura götürülür tekeri aniden çekerek patinaj ettirilirdi. Tabi üst baş çamur. Ana baba korkusundan evin yakınından bile geçilmez, ana baba yarısı, teyzeye halaya, süpürge sapını sırtımıza yememek için yalvar yakar yıkattırırdık.

Çember çevirmek sürmek başkaydı. Araba mazot filtresinden yapılan elden ipli direksiyonlu el aracı herkesin mercedesiydi. İplik makaralısı da porsche yakışıklılığında sürüş için beklerdi merdiven altında. Sandalet tokyodan da güzel teker yapılırdı. Yumuşak olduğunda doğal amortisörlü ve sessiz sürüşü olurdu. Bilye rulmanla yapılan, üstüne oturulup yokuş aşağı sürülen arabalarla yarışlar yapmak başkaydı. En önemlisi kendi oyuncaklarımızı oyun araçlarımız kendimiz yapardık. Her birimiz doğal makina mühendisi gibiydık. Hele kamyon lastiklerinin ortasına girip döne döne yokuş aşağı yuvarlanmak bir de duvara toslamak ölümcül zevkti, başlıbaşına bir adrenalindi.Çam ağacı kabuğu; (mavru) oymacılık sanatımızın nirvanasıydı. Oyuncak traktör, araba, tekerlek yapılırdı. Kül tablası kolayca yapılırdı. Tabi kül tablası yapılınca, gazete kağıdına tütün niyetine üzüm asması yaprağı sarılır dürülür öksüre tıksıra tüttürülür, külünü kendi yaptığımız kül tablasına koca adammışız gibi tık tık dökerdik.

Kız çocukları kapı önünde evcilik, beş taş, dama, seksek, ip atlama oynardı. Kızlar mükemmel ve ritmik ip atlar biz erkek çocuklar da onların ipine atlar dalar, biraz oyun bozar kaçardık. Met, cüllük oyunu; tam erkek oyunuydu. Bayram günleri büyükler de heyecanlanır onlar da oynarlardı. Hele hele avlatma faslı vardı ki zevkine coşkusuna doyulmazdı. Biz gerçekten mutlu çocuklardık. Arkadaşlarımızla mutlu oyunlar oynadık evet çok mutlu yaşadık. Yeni nesil çocuklar gençler; Sizler belki şu sosyal medya ve telefon çağında mutlusunuz belki ama, sizin çağınızıda görmekte olan bizler; Sizlerden çok daha mutlu zamanlar yaşadığımızı biliyoruz. Her devrin ve neslin de kendi zamanlarının getirdiği şartlara göre yaşayacağını biliyoruz. Ama bizim yaşadıklarımızı biz bileceğiz. Sizler ise, bu tür yazı yazanlar olursa okuyup öğreneceksiniz. MVO.