Artık hayat tecrübesi sahibi insanlardan sayıldığımız yıllardayız. Ne insanlar gördüm diye başlanır ya anlatılmaya işte o günler. Nice insanlar gördüm hiç ağzına bulaştırmadan yalan söyleyebilen. Nice insanlar gördüm gayri müslim ama hiç yalanı yok ve her cuma günü sabahı cumamı, kandilimi, doğum günümü istisnasız aylarca ve yıllarca kutlayan. Nice insanlar gördüm siyasi düşüncesi farklı, dini görüşü farklı, yüreğiyle söylüyor “bir emrin varmı abi?”, “ara abi!”, “gelesin abi” diyen. Sofrasına oturunca ne ikram edeceğini şaşıran, “annenizin ekmeğini, sahanda pişmiş yumurtasını, elde yapılmış tarhanasını çok yedim, çayını çok içtim, muhterem annenize hürmetlerimi söyle” deyip selamlar gönderen.
“Annen bizi yoldan çevirir, karnımızı doyururdu” deyip ondan olan evlatlarına dahi saygısını yıllardır sürdüren... “Sen olmasan bitmiştim” deyip “köprü olsan üstünden geçmem” diyen. Ne ilim adamı ne ateist ne şu ne bu, ne dindar ne kindar. Hiç birisi önemli değil, aslolan insan ve insanlık. İnsanın İNSAN nitelikli olması... Ne yürekler gördüm “yanındayım, seninleyim” diyen. Bir bardak çay ikramını unutmayıp “oo abim gelmiş hoş gelmiş” deyip sofra kurduran. Ne insanlar gördüm, herkesin günahını görüp yargıladığı ancak; Allah’a tövbesinin bilinmediği...
İnsan sevmek, insan olmayı sevmek, yegane temel mevzu. İnsanı sevmek önemli, yaradanından sebeple. Bir peygamber bilirim yanından cenaze geçince ayağa kalkan. “O cenaze bir gayri müslüme aitti. Acaba neden ayağa kalktınız?” dendiğinde “olsun o önce insandır.” diyen... Tarlasına yapılan cami sebebiyle yıkılsın diyen ve hakkını isteyen yahudiye, “o bir yahudi ne olacak ki?” dendiğinde, “yıkın ya da hakkını verin. O bir insan ve hakkın sahibidir.” dediğinde anladım ki, önce insan sonra da insan... İnsan olmak, insanı bilmek, insanı sevmek, insanlığı öncelikli payda almak asıl mesele. İnsan olmak, insanca kalmak, insanca yaşamın öncelikten olması temennilerimiz olsun. MVO
|